Yeşil çayın daha parlak ve farklı bir versiyon olan Matcha’nın popülaritesi son dönemde gittikçe arttı. Aynı bitkiden (Camellia sinensis) elde edilmesine karşın, yeşil çaydan önemli farklılıkları bulunuyor. Bu yazımda, Matcha hakkında, bilmediğinizi düşündüğüm bazı nadir bilgileri sizinle paylaşacağım :)
Japonlar Matcha üretimini geliştirip mükemmelleştirmiş olsa da, Matcha’nın kökenleri aslında Çin'deki Tang hanedanına (618-907) kadar uzanmaktadır.
Yapraklar, hasattan birkaç hafta önce bitkilerin üzerindeyken ya da hasat sonrası özel bir gölgelik ile gölgelendirilir.
Gölgeleme, yapraklardaki L-theanine (umami aromasından ve sakinlik hissinden sorumlu bir amino asit) ve klorofil (matchaya parlak yeşil rengini veren) miktarını artırır.
İşleme sırasında çay yapraklarından damarlar ve saplar çıkarılır. Bu işlem, yaprakların pürüzsüz, ince bir toz halinde öğütülmesini sağlar ki bu da Matchadır.
Matcha, içtiğinizde bütün yaprağı tüketmiş olursunuz. Bu nedenle, Matcha, sıcak suda demlenmiş türevlerinden porsiyon başına çok daha yüksek kafein içeriğine sahiptir. Bir çay kaşığı Matcha, bir fincan kahve ile yaklaşık olarak aynı miktarda kafein içerir. Bununla birlikte, Matcha’daki yüksek L-theanine seviyesi, kan dolaşımındaki kafeinin emilimini kontrol ettiği için “sakin uyanıklık” olarak tanımlanan bir his vermeye yardımcı olur.
Комментарии